Dolunay ve Karma Yılı
- Seda İris Özkan

- 18 Eki
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 21 Eki
Koç dolunayındaki buluşmamızda Bu yılın çalıştırdığı enerji dinamikleri, hangi konular gündemimiz olacak gibi detaylı sohbet ettik. Toprak döneminin 2. Yılını (Karma yılı) bitiriyoruz. Büyük dönüşümler, bitişler başlangıçlar yılı. Sen de hayatında farkındalık getirmek istersen videoyu izlemeni öneririm.

Dolunayın Derin Etkisi: Elementler, Karma Döngüleri ve İçsel Uyanış
Yin, Yang ve Dişil Bağlantı
Enerji sistemi, genellikle yin ve yang veya Güneş ve Ay üzerinden açıklanır. Bu sistemde, Ay yin enerjiyi ve dişil tarafımızı temsil ederken, Güneş yang enerjiyi ve eril tarafımızı temsil eder. Özellikle kadın bedeninde dünyaya gelmeyi seçmiş ruhlar için, ayın bütün döngüleriyle rahim alanından çok ciddi bir bağlantı mevcuttur.
Ay, aynı zamanda yaşamı var eden beş temel elementten biri olan su elementini temsil eder. Dünyadaki yaşamı var eden beş element şunlardır: toprak, su, ateş, hava ve eter (uzay boşluk).
Beş Element ve Fiziksel Bedendeki Yansımaları
Bu beş elementin fiziksel beden üzerindeki yansımaları çakralar üzerinden incelenebilir.
Toprak elementi: Muladhara çakrayla bağdaştırılır, çünkü nitelikleri birbirine benzer.
Su elementi: Swadistana, yani ikinci çakra olan rahim çakrasıyla (sakral çakra) bağdaştırılır. Su elementinin yoğunluğu bu çakralarda daha fazladır, ve su elementi duyguları, ikili ilişkileri, partnerlikleri, yaratım alanını ve cinsel enerjiyi anlatır.
Ateş elementi: Karın bölgesinde yer alan Manipura çakrayla bağlantılıdır, çünkü bu bölgede ateşin yoğunluğu fazladır.
Hava elementi: Kalp bölgesindeki Anahata çakrasıyla (kalp çakrası) bağlıdır ve yoğunluklu bir çakradır.
Eter elementi (Uzay boşluk): Vişuddha çakrasının, yani sesimizi ve ifademizi bulunduğumuz alanın çakrası olarak görülür.
Aslında bütün elementler bütün çakraların içinde mevcuttur; sadece içlerindeki orantılar birbirinden farklıdır.
Dolunay ve Su Elementinin Yükselişi
Dolunay zamanlarında, dünyadaki bütün canlıların (kadınların ve erkeklerin) içerisindeki su elementi yükselmeye başlar. Özellikle kadınlar, kadın bedeninde yeryüzüne geldikleri için ayla ve ayın döngüleriyle otomatik olarak çalışır durumdadır.
Su elementi, duygularımızı, ikili ilişkilerimizi ve yaratım enerjimizi temsil ettiği için çok önemlidir. Yaratım alanı rahim çakrasıyla (Swadistana) ilişkilidir; buradan ister bir çocuk yapılabilir, ister bir kitap yazılabilir, isterse bir resim fikri doğabilir.
Ancak su elementi yükseldiğinde, sadece yaratımı değil, aynı zamanda bilinçaltında veya geçmişe ait ne varsa (travmatik, duygusal, ilişkisel konular, kaygı, korku, obsesif düşünceler) bunları da yükseltir. Su, aynı zamanda şifacıdır; ancak onu kullanmayı bilmezsek, içimizde sürekli bir devinim yaratarak bizi duygudan duyguya, ilişkiden ilişkiye savuruyor olabilir. Dolunay ve Karma Yılı
Kali Çağının Sonu ve Elementlerle Ustalık
Kadim zamanlarda insanlar bu beş elementin üzerinde ustaydılar ve bedenlerini istedikleri forma sokabiliyorlardı. Ancak zaman geçtikçe, Kali Çağı (karanlık çağ) adı verilen döneme girildikçe, tanrısal özelliklerimiz kapanmaya başladı; bunlardan biri de telepati özelliğiydi.
Şu anda Kali Çağını bitiriyor ve Aydın Çağa doğru geçiş yapmaya başlıyoruz. Bu geçiş döneminde, yoga, numeroloji, biyoenerji ve reiki gibi kadim zamanların eski kültürlerinin bilgileri yeniden günümüze akmaya başlamaktadır.
Bu dönemde, beş elementin ruhuyla ve spiritiyle bağlantıya geçmek önem kazanır. Bu ruhlarla bağlantı kurulmadığında elementler yine çalışır, fakat farkındalıksız çalışır. Örneğin, ateş elementinin ruhuyla çalışılmazsa, kişi kendini bol kavga eder bulabilir, çok egoist olabilir ya da pasif agresif bir alana geçip sınır koyamayabilir ve "Hayır" diyemeyebilir.
Toprak Döngüsü ve Karmik Arınma
Yogik sistemde, biz şu anda Kali Çağının bir alt başlığı olarak kabul edilen 6 yıllık toprak döngüsüne girmiş bulunuyoruz. Bu döngü, karmalarımızı teker teker ödemeye, tamamlamaya ve helalleşmelerimizi yaşamaya başladığımız bir dönemi işaret eder. Geçen yıl Kasım ayı itibarıyla "köprüden önceki son çıkışı" geçmiş durumdayız.
Bu toprak döneminde ne söyleniyorsa, ne yapılıyorsa ve ne yaratılıyorsa, bunlar hemen tezahür etmeye başlayacaktır (karma derhal yaşanacaktır). Eğer evrenin frekansıyla rezone olunduysa, bu tezahürler açıkça görülebilir.
Toprak döngüsünün teması, özellikle Koç dolunayının temasıyla birleştiğinde, gitmesi gerekenlere izin vermek üzerine kuruludur. Bitmesi gereken ilişkileri, giden arkadaşları veya biten işleri zorlamamak gerekir, çünkü bu bir karmik süreç ve arınma sürecidir. Bazen bir para kaybı, kişinin kendi karmik süreciyle değil, atalarının bir borcunu kapatmakla bile ilgili olabilir. Önümüzdeki 5 yılda olan her şey, kişiyi bir üst bilince hazırlamak ve köklemek içindir.
Yaratımın oluşabilmesi için, dört elementin sonundaki boşluk olan Eter’in (boşluk uzay) var olması gerekir. Bu nedenle, hayatınızda birisi gidiyorsa, yeni gelene yer açılması için buna izin verilmelidir.
Su ve Ateşin Çatışması: Döngüleri Kırma Sorumluluğu
Dolunay enerjisiyle birlikte, bir yanda çok güçlü dişil su elementi, diğer yanda ise çok güçlü eril ateş elementi etkileşim halindedir. Ateş, "ben varım, yaparım, başlarım, yıkarım, yakarım" derken; su duyguları getirir.
Bu enerji, duygusal alanda artık hizmet etmeyen (düşünce, inanç, bilinçaltından tetikleyen döngüsel ilişkiler gibi) şeylerin tamamlanması gerektiği anlamına gelir. Bir ilişkinin sürekli aynı hikayeyi tekrar etmesi (sürekli aynı konunun yaşanması, örneğin aldatılma) bir döngüdür (samsara). Tam zamanı gelmiştir ki, bu döngüler kırılıp, seçimlerin ve eylemlerin sorumluluğu alınarak döngüden çıkılabilsin.
Ateş elementi doğru kullanıldığında, görünürlüğü ve ünü artırır, organizasyonları güçlendirir. Sınır koymak, hayır diyebilmek ve ertelenen eylemler için harekete geçmek mümkündür, çünkü sistem desteklemektedir. Ancak korkuyla konfor alanında kalındığında, sistem kişiyi oradan çıkartacaktır.
Kendini Bilme Yolculuğu ve İçsel Usta
Yaşamın, kişinin kendisine rağmen değil, kendisiyle birlikte akmasına izin vermek gerekir. Bunun için, kendimizi bir olandan dışarıya çıkartıp, gözlemci zihin olarak (meditasyonda olduğu gibi) ne yaşandığını anlamak önemlidir. Çünkü yaşanan her şey kişiyle ilgilidir.
Karşımıza gelen kişi (erkek veya kadın), bizim eril veya dişil parçamızın projeksiyonudur. Bu durum, kişinin neyin üzerine çalışabileceğini gösteren bir fırsattır.
Bu dönemde (özellikle su elementinin yoğunlaştığı dolunay fazında) yoga pratiğini güçlü tutmak, günde sadece 5, 10 veya 20 dakika bile olsa kendine zaman ayırmak önemlidir. Sabah kalkıldığında hemen telefona bakmak yerine, rüyaları hatırlamaya çalışmak ve sezgisel olarak güçlü çalışan bu dönemi değerlendirmek gerekir.
Beden, kişinin ustasıdır; kişi kendi yaşamında kendi ustasını uyandırdıkça, beden ona ihtiyaçlarını söyler. Tantra yoganın amacı da budur: Beş duyu hep dışarıya odaklanmışken, artık dışarıdaki insanlar üzerinden kendimizi tanıma yolculuğuna başlamak. Başkalarının özellikleri (hoşlanılan ya da gıcık olunan) aslında kişinin kendinde geliştirmek istediği konuları temsil eden birer projeksiyondur.


Yorumlar